31 Temmuz 2011

Geçmiş Zaman

Tam bir yıl önce bu zamanlar "başlangıç noktasına geri dön" yayımlanmıştı.
Diğer kitaplarım gibi, az da olsa, okuruna ulaşmaya çalışan bir kitap oldu benim için. Okuyan, yorum yapan, bir kaç satır da olsa görüşlerini paylaşan herkese teşekkürler, başlangıç noktasına geri döndüğümü düşündüğüm bugünlerde...



29 Temmuz 2011

Şarkının sözü

"şeyleri oldukları gibi değil, kendimiz nasılsak öyle
görüyoruz"
h



27 Temmuz 2011

Yol

Yol muydu yoksa yolun sonundaki beni bekleyen son muydu beni düşündüren, düşüncelerimin bulanıklığıydı belki tüm bunların nedeni ya da bulanıklık düşüncesinin kendisi, beni tekrarlara düşüren...




26 Temmuz 2011

Calvino

"Bazen insan kendini eksik hisseder, oysa sadece gençtir."
Ey Calvino, sana inanmak istiyorum tüm kalbimle ama ne zaman bitecek bu gençlik çağı?




25 Temmuz 2011

Kötü karne

Hastane çıkışında, ellerindeki karton dosyalar içinde röntgen ya da mr filmlerini taşıyan yorgun, hasta insanların bir kısmı karne almış çocukları hatırlatıyor bana. Belli ki yorucu ve yıpratıcı geçen onca yılın ardından karne de kötü gelmiş.


//proje365 hakkında bilgi için...//

24 Temmuz 2011

Henüz yazıl(a)mayan

Bir an içim geçmiş olmalı.
Gözlerimi açtığımda bulunduğum odada kimse yoktu. Şaşırtıcı bir durum olmadığını düşünsem de buna inanmak istemiyordum, inanmak işime gelmiyordu. Yine de evin içinde yapayalnız olduğumdan emindim, bu yüzden hiç kimseye seslenme ihtiyacı hissetmeden sessizce yerimden kalktım. Bir ürperti omuzlarımı sarstı. Az önce oturmakta olduğum koltuğun kenarında büyükbabamın yün hırkası vardı. Sabah ayazının dışarıda beni beklediğini düşünerek kollarının altı incelmiş hırkayı sırtıma geçirdim. Evin kapısına gelene kadar dışarıdaki güneşli günün farkında değildim. Kapıyı açtığımda güneş yüzüme bir ...... gibi çarptı, iki gündür nefes almadan devam eden fırtınadan eser yoktu. Nedensiz yere huzurlu hisettim, belki de bir nedene ihtiyacım yoktu.
Sol yanda Yusuf, minibüsün yanında beni bekliyordu, yavaş bir el hareketiyle beni içeri davet etti. Kendisi de bindi, tek kelime etmeden kontak anahtarını çevirdi ve minibüs hareket etti.
Bir süre sonra ev, arkada, küçücük bir noktaya dönüştü ve yokoldu.


//proje365 hakkında bilgi için...//

23 Temmuz 2011

Yeni yıl

Günlerce öncesinde çekilmiş, dekoruyla, coşkusuyla, her şeyiyle sahte bir yılbaşı kutlamasıydı ekrandaki.
Bir an, sahne olarak tasarlanmış alanda dans eden kalabalığın arkasında, masada tek başına oturan bıyıklı adama takıldı gözleri. Çevresindeki diğerlerinin aksine bu sahteliğe isyan ediyordu sanki. Önündeki tabağa odaklanmıştı (belki de sahte olmayan tek şey tabaktaki yemekti).
İşte tam da o anda, ekrandaki adamın ölmüş olabileceğini düşündü. Evet, bu bir olasılıktı, yeni yılı karşılayan geri sayımın başladığı dakikada, ekranda kendinden geçmiş bir halde eğlenen kalabalığın içindeki bu adam belki de çekimden hemen sonra bir kaza geçirmiş ve ölmüştü.
Gerçeği hiçbir zaman bilemeyecekti.

//proje365 hakkında bilgi için...//

22 Temmuz 2011

Edebi soru?

Kendiliğinden "değerli" olarak adlandırılabilecek bir edebiyat eseri ya da gelenek olabilir mi?
Neyi tartışıyoruz?


//proje365 hakkında bilgi için...//

21 Temmuz 2011

Tanışma


"Artık seni tanıyamıyorum," dedi.
"Belki de hiçbir zaman tanımamıştın, sadece tanıdığını düşünmüştün. Düşünmüştük!" dedim.
Durakladı, böyle bir cevabı beklemiyordu sanırım.
Bunca yıldır bu tür sessizliklere son veren taraf her zaman o olmuştu. Bu kez ben erken davrandım:
"Peki, yeniden tanışmaya ne dersin?"
Yüzünün gergin ifadesi bir anda yumuşadı.
Gülümsedi.

19 Temmuz 2011

En seksi ney?

Milliyet Gazetesi'nden büyük bir gazetecilik örneği... En seksi porno yıldızları en sevdiğimiz ulusal gazetemizin internet yayınında.
Galerimizde toplam 60 fotoğraf var. En seksi 30 porno yıldızını 30'dan geriye saymak suretiyle okurlarının karşısına getiren Milliyet bu hizmetini bir başka hoşlukla taçlandırıyor: referans olarak da meraklı okurlar için her bir yıldızın ismini veriyor.
Bu güzel hizmetin sonucunda aklıma bir kaç soru takılıyor: bu listeyi kim, nasıl belirliyor, oylama nasıl yapılıyor ve hangi seçim kriterleri kullanılıyor?


//proje365 hakkında bilgi için...//

18 Temmuz 2011

Meme

Ağlamayana meme vermiyorlarsa bu dünyada, neden susuyoruz, uzun süredir bunu düşünüyorum. Bu durumu onayladığım için değil, yanlış anlaşılmasın, hep beraber bağırdığımızda dünyanın nasıl bir yer olacağını merak ettiğimden!


//proje365 hakkında bilgi için...//

17 Temmuz 2011

İstekler ve ihtiyaçlar

Doktor bir yandan bilgisayar klavyesine dadanan kara sineği mekanik el hareketleriyle kovalamaya çalışıyor diğer yandan ilgisinin aslında benim üzerimde olduğunu belli etmek amacıyla gözlerini gözlerimden ayırmamaya gayret ediyordu. Sakin bir sesle "ihtiyaçlarımız ile isteklerimiz arasındaki ayrımı artık belirgin hale getirmemiz gerekli," dedi ve sol avcunu masaya vurdu, sinek kaderiyle yüzleşmişti sonunda.
Her zamanki gibi birinci çoğul şahısta konuştuğu için gerçekte kimler hakkında konuştuğunu anlamamıştım.


//proje365 hakkında bilgi için...//

Devam...

Çevrelerinde olup bitenlere rağmen hayatlarına hiçbir duraklama yaşamaksızın devam edebilen insanlar, size işte bu nedenle hayranlık duyuyorum, bunu nasıl başarabildiğinizi anlayamasam da!


//proje365 hakkında bilgi için...//

15 Temmuz 2011

Çılgınlık

...toplumun deliliğe teslim olduğu günlerin başlangıcıymış tüm o olanlar. Bizler o zaman bunun farkında değildik tabii, birbirimizi öldürmekle o kadar meşguldük ki!




14 Temmuz 2011

Tekrar: iş yeri

İş yeri garip bir yer.
Uyumakla geçen ortalama 8 saatini dışarıda bırakırsak, hayatımızın yarısını iş yerinde geçiriyoruz. Tanıdığımızı düşündüğümüz ama asla tanıyamayacağımız garip insan topluluğuyla birlikte... Aynı binada, aynı odada, aynı masanın etrafında... Kurallarını hep bir başkasının koyduğu bir oyunda...
Kimse insanlığın rasyonel bir temele dayandığını iddia etmesin bana. İkna etmeniz mümkün değil!


//proje365 hakkında bilgi için...//

13 Temmuz 2011

Yetişkin

Bu arada "yetişkin" derken kafamda tam olarak nasıl bir kavramın olduğunu bilmediğimi farkettim. Sözcükleri, anlamlarını derinlemesine düşünmeden kullanınca bu tür yanılgılara düşüyor insan. "Yetişkin"i tarif eden bir çok alan var (hukuk, psikoloji, fizyoloji, cinsellik, yaş vs vs) ve bunların işaret ettiği tarifler her an kesişmek zorunda değil.
Yeni bir şey söylemediğimin farkındayım elbette!


//proje365 hakkında bilgi için...//


12 Temmuz 2011

Yalan meselesi

Şu yalan meselesi insan hayatının her döneminde karşısına çıkıyor. Çocukluktan başlayarak insan hayatını ele geçiriyor. Erasmus'un "Deliliğe Övgü"sünde Stultitia'nın da dolaylı olarak bahsettiği gibi, sadece ve tamamen doğruyu söylemek ve bu konuda ısrarcı davranmak, beraberinde "deli" yaftasını getirebiliyor. Sonuçta hayatla başa çıkmanın yolu olarak "yalan" ya da "-mış gibi yapmak" gitgide hayatı ele geçiriyor. Ne de olsa ortada bir "sapma" durumu söz konusu. Tabii ki bir "sapma"dan ziyade "ortayol" insan karakterine daha uygun. Bu nedenle de yalan ve ikiyüzlülük, hayatı sorunsuz sürdürmek için bir kural halini alıyor.
Bu konuda daha uzun bir şeyler yazmak gerek sanırım.


//proje365hakkında bilgi için...//

11 Temmuz 2011

Dünya karanlık bir yere dönüşüyor

Seksenlerin başında çocuk olmak, ergenliği Özal döneminde geçirmek, tutunacak bir ideolojiye sahip olamamak... Bunların hiçbiri bahane olamaz farkındayım. Kendimi bildim bileli çevremde olan bitene bir anlam vermeye çalışıyorum, bunda çok başarılı olmadığımı bilmeme karşın, belki de tutarlı olarak yapmayı sürdürdüğüm ender şeylerden biri bu. Her defasında gördüğüm şey bana hiç umut vermiyor. Buna karşılık, kendimi politik bir duruşla tanımlama ihtiyacı da hissetmedim, dediğim gibi, güven eksikliği ve inançsızlık... Yine de hiçbiri bahane olamaz, farkındayım.
Bulunduğum noktadan etrafıma baktığımda insanların düzen dedikleri şeyin tutarlı bir ikiyüzlülükle örüldüğünü görüyorum. Durduğum noktayı değişken olarak alsam da gördüklerim sabit kalıyor bu denklemde. Yetişkin saydığımız, yaşına, tecrübesine, geçmişine, sözlerine, varlığına itibar gösterdiğimiz insanlar gözümüzün içine bakarak bize yalan söylüyorlar. İçinde yaşdığımız dünyanın gerçek yüzünü bize göstermek için birbirleriyle yarışıyorlar.
Diğer yanda da sanatçılar (aynı şekile yaşların, sözlerine, davranışlarına itibar ettiğimiz türden olanlar) bize içinde yaşadığımız dünyaya başka bir gözle bakma seçeneğini sunuyorlar. Bizi kandırarak, daha iyi bir dünyanın varlığına umutsuzca inanmamızı sağlıyorlar, sesleriyle, renkleriyle, sözcükleriyle... En karamsarı bile o umutsuz inancın içimizde bir yerlerde tomurcuklanması için elinden geleni yapıyor. Belki de şairin dediği gibi, herkes kendi rolünü oynayıp sahneden iniyor.
Siz ne düşünürsünüz bilemem ama her ne olursa olsun, dünya her geçen gün daha karanlık bir yere dönüşüyor.


//proje365 hakkında bilgi için...//

10 Temmuz 2011

Körlük

"Empati denen tutum eksik olduğu zaman gerçeklerle yüzleşebilmek için her şeyin sizin başınıza gelmesini beklersiniz. Oysa yanıbaşınızda ya da memleketin her köşesinde yıllardır yaşananlara bir göz atma zahmetini gösterebilmiş, bunu bir kez olsun kendi çıkarınızı gütmeden yapabilmiş olsaydınız belki sizi samimi bularak size inanacak bir kaç kişi bulurdunuz çevrenizde. Şu anda çevrenizde olduğunu düşündüklerinizi de sizinkinden farklı bir son beklemiyor!" diye bitirdi sözlerini kürsüdeki genç.
"Açık mikrofon" gecesinde yine sahibini bulmayan konuşmalardan biriydi. Herkes merakla sıradaki sarışının anlatacaklarını bekliyordu.



9 Temmuz 2011

Tatil

Herkesin büyük umutlar ve beklentilerle, gündelik yaşamdan sıyrılarak, sistemin tanımladığı sınırlı hareket alanında özgürmüş gibi davrandığı, kısa süreli kendini kandırma mekanızmasının genel adıdır, farklı çeşitleri bulunur.

//proje365 hakkında bilgi için...//

8 Temmuz 2011

Çoğunlukla karamsar

Çoğunlukla karamsar...
İyimser olmak için neden bulmak gerekir, oysa karamsar olmak için çabaya gerek yok. Klişe olacak evet, ama klişenin de klişeliği haketmiş olduğunu unutmamak lazım: durmuş bir saat günde iki defa doğru zamanı gösterir, dijital değilse tabii... Ben de karamsarlığımı sürdürmeye karar verdim, çünkü çoğunlukla tembelim, aynı türe mensup olduğum insanlar gibi. Durmayı harekete tercih ederim. Durmuş saat ben miyim, başkaları mı, cevabı olmayan bir soru muhtemelen. Bu nedenle de cevap aramak yerine sormaya devam!
Evet, çoğunlukla karamsar...


//proje365 hakkında bilgi için...//

6 Temmuz 2011

Şike

Şike
Ekiş
Eşik
Ekşi
Ek
İş
Eşek (e joker)



5 Temmuz 2011

Kimse yok(!)

"Orada kimse var mı?"


//proje365 hakkında bilgi için...//

4 Temmuz 2011

Gösteri

"Bundan sonra herkesin gösterisi kendine," dedi sahnedeki tuhaf giysili adam. Ne dediğini bilir bir hali yoktu, zaten kimse de onu ciddiye almamıştı, gülüp geçmiştik.
Bugün olanlardan sonra pek azımız sahnedeki adamın söyledikleri ile olaylar arasında bir bağ kurabilmiştik. Kurabilenler için de artık yapacak pek bir şey kalmamıştı zaten, yangın yaşadığımız yeri tanınmayacak hale getirmişti.


//proje365 hakkında bilgi için...//

3 Temmuz 2011

kurmaca

Hayatının kurgusunda, bir yerlerde, bir hata olmuştu ve bu noktada geriye dönebilmek için yapabileceği hiçbir şey yoktu.
Artık varolmayan seçeneklerini kurmaca dünyada yaratmaya karar verdi. Yapabileceği çok şey vardı, biliyordu.


2 Temmuz 2011

Bilmece

BUZ gibi bir limonata istiyorum, dedi kız.
BAZ, dedi oğlan kendi kendine, içinde bulunduğu tartışmanın bir bazı yoktu.
YAZ öyleyse tüm bunları, dedi kız, al sana bir hikâye...
YOZ bir hareket yapmak istemiyordu, oğlan.
YOK, dedi kız, sen yine de bildiğini yap tabii.
ÇOK rahatlatmadı bu sözler oğlanı.
KOKusu burnumda taze nanenin, dedi kız.
KOR gibi içten içe yanıyordu oğlan.
KAR soğukluğunda olsa diyordu kız, hiçbir şey umurunda değildi.
BARa doğru yönelmişti bile o sırada oğlan.
DAR eteğini düzeltti fırsattan istifade ederek kız.
NAR ve votka diye düşündü oğlan, her şeyi unutmasına yeterdi.
NURgül'ü aradı fırsattan istifade ederek kız.
DUR, dedi oğlan kendi kendine, döndü, barmene bir şeyler daha fısıldadı.
KURdukları oyun işe yarıyordu, öyle dedi, fırsattan istifade eden kız Nurgül'e.
KÖR olmak gerek diye düşündü oğlan, kız ondan hoşlanıyordu besbelli.
KÖZleri daha da alevlendirmişti işte kız.
ÇÖZmüş olmanın verdiği güvenle bilmeceyi, kızı bıraktığı yere yöneldi oğlan.
GÖZlerini son bir defa boş bıraktığı masaya dikmişti kız.
GEZintisi belki de biraz uzun sürmüş olmalıydı oğlanın, döndüğünde masada kızdan eser yoktu.
BEZi elinde bir gorevli, bardağın yuvarlak, kurumuş lekesini çıkarabilmek için masasyı siliyordu.
BUZ gibi limonatayı tek dikişte bitirdi oğlan, hiç duraklamadı bile, çaresizce orayı terk etti.


//proje365 hakkında bilgi için...//

1 Temmuz 2011

Erik

"Hayat, kendini tekrar etmeye mahkum döngüsel olayların bir takım tesadüflere indirgenmesiyle açıklanamayacak kadar karmaşıktır," dedi çocuk, fısıldayarak. Yanındaki anlamsız bir ifadeyle ona bakıyordu. Sonra, bir anda hareketlendi ve tam karşılarındaki erik bahçesine daldılar, birlikte. Gözleri sert, sulu, papaz erikler dışında bir şey görmüyordu artık.



//proje365 hakkında bilgi için...//