27 Kasım 2010

sahil... fırtına ve sekteye uğrayan spor yaşantısı

Bugün, haftalık (!) spor  ihtiyacını gidermek üzere Caddebostan sahile koşmaya indim.
Sahilde rüzgâra karşı koşmaya gayret ederken, dalgalardan kurtulmaya çalışan, dalgaların şiddetiyle yarılan asfalt koşu parkurunda açılan çukurların üzerinden atlayarak kendini korumaya çalışan bir avuç insana rastladım. Bu tür bir manzarayla geçen yıl da karşılaşmıştım, o zaman fotoğraf çekememiştim, bugüne kısmetmiş. İş/hayat temposunda zaten sekteye uğrayan spor/antrenman programına hava durumu da muhalefet etmiş oldu. Kısa, yorucu ve ıslak bir koşunun ardından eksik bir huzur duygusuyla eve geri döndüm.

Bu arada, tüm bu sporsuzluğa  rağmen (formsuzluğa, kondüsyonsuzluğa, antrenmansızlığa, hamlığa rağmen diye de okunmalı), haftaya Kurabiye Macera Yarışı'na sevgili Gökben Utkun'la (aka Gülben Abla) kurduğumuz "Kaygısızlar" adlı takımla katılacağız. Bisiklet, koşu yanında, ip geçişi, kano, haritayla yön bulma vb gibi daha önce hiçbir tercübem olmayan konuları da içeren bu yarışta neler olacağını gerçekten merak ediyorum.
Oradaki maceralarımızı ayrı bir blog yazısı olarak yazacağım. Şimdilik bu kadar sanırım! (bu da sonraki yazılarla ilgili beklenti yaratma taktiği: kurnaz blogcunun rehberi: 1 buçuk!)

1 yorum:

Kunegond dedi ki...

İki gündür ben de sahile ancak uzaktan bakabiliyorum. Ama bu haline de çok severim. Fotograflar çok güzel:)